• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/lacivertajans
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05304587534
  • https://twitter.com/lacivertajans

Lacivert Ajans

Hayaliniz ne ise geleceğiniz odur

Soluduğumuz Hava Hakkında

Soluduğumuz Hava Hakkında

İnsan doğanın bir parçası olarak, çevre ile uyum içinde yaşamak üzere yaratılmıştır. İnsan uygarlığının gelişmesi sonucunda zararlı ve tehlikeli yaşam ortamlarının oluşması insan sağlığını her zaman olumsuz yönde etkilemiştir. Bulunduğumuz 21. Yüzyılın başlarında insan uygarlığının gelişmesi ile beraber ekolojik dengenin bozulması soluduğumuz havanın kalitesinin düşmesine yol açmıştır.

En eski çağlardan beri doğa uygarlıklarında bir inanç vardır. İnsan sağlığının üç temelinden biri nefes almakla ilgilidir. O eski çağlarda soluduğumuz hava ‘’hayatın kaynağı’’ olarak adlandırılmıştır. Örn. Orman, dağlar, şelale ve deniz kıyıları gibi yerlerde insan kendini çok iyi hisseder. Oralarda hava çok temizdir. Hafif nefes alınır, yorgunluk çabuk atılır, derin ve rahat uyunur. Büyük şehirlerde yaşamaya zorlanan bizler, hava kirliliğinin sağlığımızı ne kadar kötü etkilediğinin farkında değiliz.

1930’lu yıllarda ünlü kas biyofizikçisi Aleksandır Çijevski sağlıklı havanın en önemli temel öğesinin ekolojik temizliğinde değil, eksi elektronlarla zengin/yüklü olması, varsayımı üzerine savunduğu bu teoriyi desteklemek üzere bir deney yapmıştır: iki farklı odada deney hayvanlarını kapatarak, onlara yiyecek, su, temiz hava ve ısı gibi mükemmel yaşam koşullarını sağlamıştır. Birinci odada hava özel vanadan geçerek kimyasal içeriğini değiştirmeden, sadece elektrik yükünü sıfırlamaktadır. Birkaç gün sonra birinci odadaki hayvanlar keyifsiz, iştahsız, yaşam isteğini yitirmiş ve hayat göstergeleri düşerek 20–30 gün içinde ölmüşlerdir. Diğer yandan ikinci odada aynı şartlarda eksi elektrik yükü bol olan havayı soluyan hayvanlar sadece hayatta kalmamış, aynı zamanda tüm biyolojik ve fizyolojik fonksiyonları da artmıştır. Böylece A.Çijevski havadaki eksi iyon yetersizliğinin çok sayıda hastalıkların temel nedeni olduğunu ispatlamıştır. 70’li yıllarda bilim dünyası gereken dikkati A. Çijevski’nin teorisine yönelterek, NASA laboratuarları başta olmak üzere bu deneyler defalarca başarıyla tekrarlanmış ve A.Çijevski’nin teorisi kabul edilmiştir.

Eski hava iyonları (aeroiyonlar) temiz ve sağlıklı havanın doğal parçasıdır. Normal şartlarda bir santimetre küpte 2000 civarında olan aeroiyonlar, ormanlık bölgelerde, deniz kıyılarında, büyük şelalelerde bir santimetre küpte 40–50 bin arasında bulunmaktadır.

Şehirleşme sonucu olarak, teknoloji ve endüstrinin gelişmesi ile şehirlerde santimetre küpte aeroiyonların sayısı 100-200 adete kadar, kapalı ortamlarda 50’nin altında düşmekte, bilgisayar ve televizyon önünde ise sıfırlanmaktadır. Bu da kapalı ortamlarda insanların ‘’ölü hava’’ soludukları anlamına gelmektedir.

Milyonlarca yıldır canlılar açık alanlarda yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Son birkaç bin yıldan beri insanlar barınmak için evler yapıyor ve sadece birkaç nesilden beri sentetik malzemeler kullanmaktadırlar. Aşağı yukarı tüm inşaat malzemeleri ve günlük hayatın gerektirdiği araç ve gereçler zararlı yaşam koşullarını oluşturmaktadır: Beton, fayans, sentetik yer ve koltuk döşemeleri, deterjan v.b Günümüzde, insanların büyük bir bölümü devamlı aeroiyon eksikliği içinde yaşamak durumundadır.

Hayatın % 90 kapalı ve 4–6 kez daha kirli, ortalama 8-10 kez daha toksit olan mekanlarda yaşamının sonucu olarak, merkezi sinir, kalp-damar, solunum yolları sistemlerinin zayıflaması ve bağışıklığının azalması kronik hastalıklara sebebiyet vermektedir. Şehirlerde yaşayan insanların neredeyse tümü aeronların eksikliği sebebi ile kronik yorgunluk, sık sık tekrarlanan baş ağrıları ve uykusuzluktan şikayetçilerdir. Her kapalı ortam A.Çijevski’nin deneyinde kullanılan ‘’odalar’’ olarak düşünülebilir. Havanın temiz olmasına rağmen, doğal eksi iyonlardan mahrumdur.

Şansımıza bu sağlıksız ortamda bir çıkış yolu mevcuttur. Bu çıkış yolu her bir insan için kolaylıkla elde edilebilir. Ev ve iş ortamlarında yeterli miktarda aeroiyonların sağlanması, soluduğumuz havanın kalitesini yükseltmekle birlikte, insan sağlığının tüm parametrelerini normal seviyeye de getirmektedir. İyonizer tuz lambaları ile bulunduğumuz ortama yapacağınız aeroiyon takviyesi ile bağışıklık sistemini aktive ediyorsunuz, solunum sisteminin ve kan basıncının normalizasiyonunu sağlıyorsunuz. Ayrıca ülser ve gastriti önlüyor, anti stres, anti mikrop ve anti virüs etkilerinden yararlanıyorsunuz.

Eksi iyonlarla zenginleştirilmiş ortam, yorgunluğun azalması ve tamamen giderilmesini sağlar, sinir hücrelerinin canlılığını artırır, kan dolaşım sistemindeki pıhtıların oluşmasını engeller, elektrosit seviyesini yükseltir, kan şekeri seviyesini düşürür ve stresin etkilerini azaltır. Yeterli aeroiyon sayısı kalp atışları ve nefes alış ritmi ile birlikte beyin dalgalarını pozitif yönde etkilemektedir.

İyonizer tuz lambaları olumlu katkılarına bağlı olarak, kandaki kalsiyum ve fosforun sürekliliğini sağlamaktadır. Ayrıca kandaki akyuvar hareketini stimule eder, hemoglobin ve kolesterol seviyesini sabitleştirir, akciğer ve solunum yollarını temizler iştah ve uyklu düzenini sağlar. Kandaki enzimlerin sürekliliğini temin eder, kandaki mikro sirkülâsyonu düzeltir, eklemdeki sertlilikleri giderir, Alveol zarını korur, akciğer kapasitesini yükseltir, enfeksiyonlara karşı vücut direncini arttırır, mide salgısını normalize eder, ostrojen hormonunu yükseltir.

Beyin hücrelerini aeroiyonlara karşı çok hassas oldukları düşünülmektedir. Bu da sinir sisteminin çalışmasını etkilemektedir. Deney sonuçları gösteriyor ki: aeroiyonlardan dolayı hafıza güçleniyor ve tazeleniyor. Ayrıca yapılan birçok araştırmalara göre, çocuklardaki davranışlar büyük ölçüde havadaki eksi iyonlara bağlıdır. Diğer sonuçları gösteriyor ki aeroiyonlar güç ve dayanıklılık gibi unsurlara da katkıda bulunmaktadır. Örn. Soğukluğa dayanıklılık, cildin ısıya karşı olan hassasiyeti azaltmak v.b.

Çok net şekilde aeroiyonların böbrek üstü salgı bezleri ve hipotiz ile bağlantısında pozitif etki sağladığı bilinmektedir. Aeroiyonların vücudumuzdaki lipidlerin oksijenlenmesinde rol oynaması, bunun sonucu olarak da hücre zarının durumunu olumlu olarak etkilediği kanıtlanmıştır. Vücudumuzun iyonize ışınlarına ve toksit maddelere direncini artırır.
İyonizer tuz lambalarının kullanılması sırasında eksi iyonların vücut metabolizmasının düzenlenmesinde aktif rol oynadıkları saptanmıştır. Böylece rahat ve kolay erişilebilen terapi ve tedavi amaçlı, veya elverişli olmayan koşullarda önleyici olarak kullanılmaktadır.

İnsan gıdalarla her gün vücuduna çeşitli organik maddeler almaktadır. Biokimya anlamında doğal radyasyon seviyesi ve havanın kimyasal kirliliği yanı sıra, suda ve besinlerde bazı moleküller pozitif serbest radikallere dönüşür. Pozitif radikaller çok dayanıklı olup varlıklarını aylarca sürdürmektedirler. Bu elektrik potansiyel dönüşümü ile hücre zarının geçiş kapasitesi azalmakta ve toksit maddelerin atılması zorlaşmaktadır. Bu da hücreyi yapısal değişikliklere maruz bırakacak şekilde, hücrenin çalışmasını zorlaştırmaktadır. Hücre zarları zamanla normal potansiyelini tamamlar ve hücre için gerekli maddelerin alış verişini kolaylaştırırlar. Bu da söz konusu organ ya da sistem tedavisini gerçekleştirmektedir.

Sağlıklı insanda erotrisitler (alyuvar kan hücreleri) elektrik yüklüdür. Mikroskobik eksi yükler alyuvarların birbirleri ile daha sık çarpışmalarına neden olmaktadır. Bunun sonucu kan pıhtılarının oluşmasıda engellenmektedir. Alyuvarlar elektrik yükünü kaybettikleri zaman kanın hareketliliği değişmekte, bunun sonucunda kan basıncı da etkilenmektedir. Eksi iyonlarla zenginleştirilmiş hava soluduğunda kısa zaman içinde alyuvarlar normal hale gelmektedir. Böylece kanın hareketliliği optimize olmakta ve kan basıncı normale dönmektedir. Sonuç olarak kalbin çalışması da kolaylaşmaktadır. Eksi yüklü iyonlar hücrenin enerji kaynağını (mitohokdrileri) olumlu etkilemektedir.

A.Çijevski’nin çalışmaları da dâhil olmak üzere yapılan son araştırmalar göstermiştir ki, devamlı eksi iyonlarla zenginleştirilmiş ortamlarda yaşamak insanların hayatını % 40–45 oranında fiziksel ve ruhsal anlamda uzatmaktadır.
Eksi iyonlar kan dolaşım sisteminde pıhtı ve birikimlerin oluşmasını engelleyerek, beyin ve kalp riskini azaltmaktadır.
Sağladığı olumlu etkilerin yanı sıra bu iyonizer tuz lambaları havadaki mikropları alerjik maddeleri, toz, kir ve sigara dumanında yok etmektedir.

İyonizer tuz lambalarının bulunduğu ortamlarda mevcut kirlilik 4–5 kat azalmaktadır. Örn. Grip hastası olan bir oda da hastayla temasa geçmek tamamıyla tehlikesizdir.Ayrıca havadaki toksit maddeleri yok etme özelliği ile hastanın çabuk iyileşmesine olumlu katkıda bulunmaktadır. Böyle bir ortamda havadaki mikro organizmalar 10–25 kat, bilinen ev tozu ise 4–10 kat azalmaktadır.

İyonizer tuz lambaları ‘’ekran hastalığını’’ önlemek için kullanılmaktadır. Bilindiği üzere bilgisayar ve televizyon çalışırken, ekranların etrafında artı yük potansiyeli oluşmakta ve havadaki eksi yüklü iyonları yok etmektedir. Bunun sonucunda ‘’ekran hastalığı’’ dediğimiz hastalık belirtileri: sinirlilik, başağrısı, yorgunluk, gözlerde ağrı ve yanma, vücut ısısının yükselmesini gözlemliyoruz. Bu şartlarda tuz lambaları bilgisayar ve televizyonların olumsuz etkilerini azaltmaktadır.

Kullanılabilir Durumlar

SİSTEM

RAHATSIZLIK

Kalp-Damar Sistemi

Yüksek ve düşük tansiyon, stenokardi, beyin kan dolaşımındaki rahatsızlıklar (başağrısı, migren), tromboflebi

Kas-Kemik Sistemi

Romatizma, osteoporoz (kemik erimesi), eklem ağrıları

Soluk Sistemi

Bronşit, kronik solunum hastalıkları, grip, tonzilit, tüberkuloz, silikoz

Sindirim Sistemi

Mide ve onikiparmak bağırsağı ülseri, gastrit

Alerji Hastalıkları

Astım, bronşit astım, rinit, cilt alerjileri

Jinekolojik Hastalıkları

Adet düzensizlikleri, hipolakti

Sinir Sistemi

Stres, fonksiyon bozuklukları, kronik yorgunluk çabuk yorulmak, bitkinlik, nevroz, uykusuzluk, depresyon, radikulit

Cilt Hastalıkları, Yaralar, Travmalar

Yaralar, yanıklar, cilt ülseri

Diğer

Diyabet, göz hastalıkları

Kullanılmasında Sakıncalı Durumlar

Onkoloji hastalıkları
Verem 4. Seviye
Kalp yetersizliği 2.Ve 3. Dereceler
Daha iyi bir koruma elde etmek için, tuz lambalarının 4-5 saat öncesinden açık bulnduğu bir ortamda bulunulması tavsiye edilir. Daha fazla zaman geçirmenin sağlık üzerinde daha olumlu etkiler sağladığı bilinmektedir.
Bu anlamda uyuduğunuz ortamda kullanılması tavsiye edilir. Böylece en az 7-8 saat iyonize edilmiş havanın teneffüs edilmesi sağlanmaktadır.
Televizyon izlerken veya bilgisayarla çalışırken lambalarınızın arkanızdan yada yan tarafınızda bulunması en iyi sonucu vermektedir.

KULLANIM ALANLARI

1. Ev ve işyerleri - Yorgunluğu gideriyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor, enfeksiyonların yaygınlaşmasını önlüyor, hava kirliliğini yok ediyor, bilgisayar ve televizyonlardan yayılan zararlı ışınların etkisini azaltıyor;

2. Tıp uygulamaları – Bronşit astım ve diğer solunum sistemi hastalıklarının tedavisinde ve önlenmesinde, migren, nevrozlar, cilt hastalıkları, kronik bronşit, solunum hastalıkları, kalp-damar sistemi hastalıkları, hipertansiyon, kalp ve beyin krizi v.b;

3. Aromaterapi için – Kullanılan ortamlarda eter yağlarının homojen dağılımı için.

BİLİMSEL KANITLANMIŞ ETKİLER
Havadaki toksinleri azaltır;
. Yaşamak için sağlıklı ortam garantiler;
. Yorgunluğu giderir;
. Dinçleştirerek, çalışma performansını yükseltir;
. Kan basıncını normalize eder;
. Vücudun yaşlanmasını yavaşlatır;
. Stres ve tedirginlik hislerini azaltır;
. Bağışıklık sistemini aktive eder;
. Uykusuzluğu giderir;
. Özgüveni güçlendirir;
. Alerji türlerine karşılık iyileştirici etkisi vardır; BAŞA DÖN


Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim